Süfilerden biri "Süfyan-ı Sevri'yi ölümünden sonar rüyada gördüm. Dedim ki 'Allah sana nasıl davrandı?'. 'Ayağımın birini sırat köprüsü üzerine, diğerini cennet üzerine koydum' dedi" diye anlatmıştır.
Allah'ın selamı onu üzerine olsun. Fakih, zâhid, takvalı bir kimseydi. İlim öğrendi ve ilmiyle amel etti. Amel ederek ilme hakkını verdi, ihlaslı davranarak da amele hakkını verdi. Allah da ona doğrudan rızasını verdi. Peygamber (s.a.v.) de ona kendisine uyması sebebiyle rızasını verdi. Hz. Peygambere uymayan, bir eline dinini, diğer eline de ona indirilen kitabı almayan kimse yürüdüğü yolda Allah'a ulaşamaz. Kendisi helak olur, başkalarını da helak eder, kendisi sapar, başkalarını da saptırır. Kitap ve sünnet Allah'a götüren iki kılavuzdur. Kur'an Allah'a götüren kılavuz, Sünnet ise Peygambere götüren kılavuzdur.